İçimden Geldiği Gibi

Hayata İlişkin Her şey Kendi Gözümden


Şeffaflık İçi Boş Bir Kelime Bizim Coğrafyada

Şeffaf ‘Saydam’ olarak tanımlanmış Türk Dil Kurumu Sözlüğünde. Saydam ise ‘İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan’ ve ‘Açık seçik, Belirgin’ olarak. 

Finansal piyasalarda üç kelime çok sevilir: Şeffaflık, Hesap Verebilirlik ve Öngörülebilirlik.

Türkiye’de göreve yeni gelen her ekonomi yönetimi ardı ardına bu üç kelimeyi sıralayınca, finansal aktörler ‘her şeyin bu kez farklı olacağını’ düşünürler. Bir nevi güven unsurudur bu üç kelime. 

Geçmişte yapılan yanlışlardan ötürü hesap verebilene pek rastlanmaz bizim coğrafyada. Bu ister siyasetçi olsun ister teknokrat, isterse de bürokrat olsun, geçmiş hiç yaşanmamış gibi davranılır. Başarısız siyasetçi istifa etmez, başarısız bürokrat ise hesap verebilirliği ağzına pelesenk etmiş siyasetçiler tarafından başka bir göreve atanır. 

Zombi işletmeler gibi zombi siyasetçi, zombi bürokrat, zombi teknokrat doludur her yer ve bu böyle devam eder. 

Yeni ekonomi yönetimi göreve gelince piyasalara güven vermek adına ‘şeffaflık ’tan çokça bahseder oldu. 

03 Temmuz 2023 Tarihli Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi’nde Maruf Buzcugil’in kaleme aldığı ‘Merkez Bankası başkanının bankalara döviz sitemi’ başlıklı yazısında, 22 Haziran 2023 Tarihli Para Politikası Kurulu toplantısı ve politika faizi artırım kararından hemen sonra 23 Haziran 2023 Cuma günü bankacılarla yaptığı toplantıdan elde edilen kulis notlarına göre TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın kurların aşağıda tutulmasını sağlamaya yönelik rezerv satışının son bulduğunu kesin bir dille ifade etmesine dikkati çekmiş.

Bankacılarla yapılan toplantı sonrasında piyasalar 1,5 gün açık kalmış, arkasından uzun bayram tatiline girmiştik. 

İçeride bu yazının yazıldığı aynı tarihte Bloomberg News da Kerim Karakaya ve Aslı Kandemir imzalı ‘Türk Devlet Bankaları Bozgun Derinleşirken Liraya Müdahale Ediyor – Turkish State Banks Resume Supporting Lira as Rout Deepens’ haber ile karşılaştık. 

Haber göre, ‘Kamu Bankalarının Pazartesi günü (03.Temmuz.2023) döviz piyasasına yeniden girerek lirayı desteklemek için öğlene kadar 1 milyar dolar sattığı’ iddia ediyordu. 

Haberin devamında, bir önceki hafta resmî tatillerin ardından para birimindeki düşüşün derinleşmesi üzerine, kamu bankalarının Dolar/TL’nin 26,07 TL üzerine çıkmasını önlemek için devreye girdiği belirtiliyordu. 

Bloomberg haberi Merkez Bankamız tarafından yalanlanmadı. 

Bu durumda bir acayiplik vardı. Bana garip gelen el altın yine kamu bankaları üzerinden döviz satışı değildi. Buna zaten alışmıştık. ‘İllüzyon Ekonomisi’nde kamu bankalarının kuru savunmakla görevli kişileri zaten geçmişte de bunu sıkça yaptılar. Örneğin Merkez Bankasının faiz indirim kararları öncesinde piyasayı dövize boğarak faiz indirim kararının etkisini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Çeşitli zamanlarda piyasalarda işlem geçmeyen saatlerde bile dış etkileri ortadan kaldırmak adına uyumadılar hemen müdahale ettiler. Neye ve kime göre belirlendiğini asla öğrenemediğimiz bir baraj kur değerini ‘cansiperane’ savundular. 

Gariplik kamu bankaları üzerinden yapılan döviz satışının, yeni Merkez Bankası Başkanı’nın kurların aşağıda tutulmasını sağlamaya yönelik rezerv satışının son bulduğunu kesin bir dille ifade etmesinden hemen sonra gelmesiydi. 

Oysa hepimizin beklediği döviz talebi olduğu zaman Merkez Bankasının döviz satmaması değil.  Bu satışın kamu bankaları üzerinden gizli kapaklı yapılmaması. Yeri geldiğinde döviz satışının düzenli ihalelerle ya da doğrudan piyasaya girerek kendisinin yapması. Şeffaflıktan bizim anladığımız bu.

Bu durum kafalarda soru işareti yarattı.

Ya yine şeffaflık kelimesinin içinin doldurulmasından vazgeçilmiş ve bildik yollara sapılmıştı. Ya da daha vahimi yeni Merkez Bankası Başkanına rağmen bu satış gerçekleştirilmişti.

Bence en vahimi ikinci seçenek. Eğer Merkez Bankası Başkanına rağmen onun haberi olmadan ya da onaylamamasına rağmen bu satış gerçekleşti ise Yeni Başkan Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankasında sanıldığının aksine tam bir hakimiyeti olmayabilir. Bu olasılık tüyler ürpertici.

O zaman ekonominin gerçekten yönetiminin kimin elinde olduğu sorusu hemen akla gelir. Bu soruların cevabı alınmadan rasyonel bir sürece dönüldüğünü söyleyebilmek de çok mümkün değil bence. 



Yorum bırakın

Hakkımda

Burak ARZOVA, 18.Mart.1970 Tarihinde İstanbul’da doğmuştur. İlköğrenimini Acıbadem de İlkbaliye İlkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Saint-Benoit Fransız Lisesi’nde tamamlamıştır. Arzova, Marmara Üniversitesi’nden ise 1994 yılında mezun olmuştur. 2004 yılında Doçent ünvanını almış, 2009 yılında da Profesör olarak atanmıştır.

Halen Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesinde öğretim üyesidir. 

Burak ARZOVA, haftanın iki günü Bloomberg HT televizyonunda ve diğer günlerinde de kendi Youtube kanalı ile Integral Fxtv YouTube kanalında ekonomi yorumculuğu yapmaktadır.

Şalom Gazetesinde aylık, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesinde de haftalık yazılar yazmaktadır.

İyi derecede Fransızca, İngilizce ve başlangıç düzeyinde Yunanca bilmektedir. 

DUYURULAR